Navigasyon |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Hz.Rasullallah(S.A.V) Miracı ve Zat-ı İlahiyi Görmesi |
|
|
Hz. Rasulullah (S.A.V)’İn Miracı Ve Zat-I İlahi’yi Görmesi
Elhamdulillahi Rabb-i-l Alemin ves-Salatu ves-Selamu ala Resulina Muhammedin ve ala alihi ve ehli beytihi ecmain
Resulullah (s.a.v) Efendimizin bir gece Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya oradan da miraca çıkması. O’nun en büyük mucizelerinden biridir. Miraç da Allahû Teala’nın zatını görüp O’na yakın olması ise, Resulullah (s.a.v) Efendimizin Allahu Teala katında olan üstünlüğüne bize delil olarak yeter. Çünkü Allahu Teala ile konuşma şerefine nail olan Musa (a.s.) dahi, değil ru’yetullah’a, kelamullah’a zor dayanmıştır.
Resulullah (s.a.v) Efendimiz Cebrail (a.s) ile birlikte Hakk’ın Mescid-i Haram’ dan Mescid-i Aksa’ya gidip oradan da göğe yükselmişlerdir. Resulullah (s.a.v) Efendimiz semanın her katında değişik Peygamberlerle görüşüp nitekim yedinci kat gökte bulunan Sidre-i Müntehaya Cibril (a.s) ile birlikte yükselmişlerdir.
Resulullah (s.a.v) Efendimiz Sidre-i Münteha’ nın bulunduğu yedenci kat gökte değişik olayları müşahede etmiştir.
Ebu Hureyre (r.a)’nın rivayet ettiği bir hadiste Resulullah (s.a.v) Efendimiz şöyle buyuruyor:
“Bana dediler ki işte bu Sidre-i Münteha’ dır. Ümmetinden senin yolunda olanların her biri burada nihayet bulacaktır. O altından su, süt, cennet şarabı, süzülmüş bal, bal ırmakları akan bir membadır. O öyle bir ağaçtır ki gölgesinde bir süvari yetmiş sene yürürde (ancak öyle kat edebilir mesafesini)
Onun bir yaprağı tüm mahlukatı gölgelendirebilir. Onu nur ve melekler bürümüştür...” (Şifa-i Şerif:182) İşte Cenab--ı Hakk’ı “D zaman ki o sidre-i bürüyordu bürüyen” (Necm:16) ayeti hadisteki manayı destekler.
Ayrıca İmam Kastalani şöyle söylüyor:
“Cenab-ı Hakk’a en yakın yaratıklar Haffun denilen meleklerdir ki bunlara kerubiyyün derler. Onlar Mehabet (korkunçluk), azamet (ululuk), Kibriya (büyüklük), celal (ululuk), kuds (temizlik) ve kayyum (ebedilik) nuru ile kuşatılmıştır.” (Mevahibu Ledünniye C.2 S.46)
İşte Necm suresindeki (Vallahi Rabb’inin ayetlerinden en büyüğünü gördü” (Necm:18) ayetinde “büyük ayetler”den kasıt Allahu A’lem bunlardır. Nitekim Elmalılı Hamdi Yazır tefsirinde bu ayeti tefsir ederken “...Miraçta Rabb’inin Rububiyet ayetlerinden melekut harikalarından sözle ifadesi mümkün olmayacak ve ancak gözlemle erişilebilecek en büyük ayetlerini gördü” demiştir. Ancak Sidre-i Münteha’nın yanında muttakilerin ve şehitlerin gireceği cennetül -me’vanın var olduğu ayet ve hadislerle bize bildiriliyor.(Necm:15)
İşte Resulullah (s.a.v) Efendimiz Cibril (a.s) ile birlikte Sidre-i Münteha’ya kadar çıkmıştır. Bunlardan öteye Cibril (a.s) geçememiştir. Zaten oraya sidre-i münteha denilmesinin sebebine İmam Müslim ve İbn Mesud (r.a) “Yeryüzünden göklere çıkan şey orada son bulur” demişlerdir. İmam Nevevi ise bu konu hakkında “Meleklerin ilmi orada son bulur. Hz. Muhammed (s.a.v)’den başka bir kimse oradan öteye geçemediği için oraya sidre-i münteha denilmiştir.” der. (Mevahibu ledünniye c.2 s.40)
Resulullah (s.a.v) Efendimiz Enes bin Malik (r.a)’nın rivayet ettiği bir hadiste şöyle buyuruyor: “Miraç gecesi Cenab-ı Hakk’ın lutuf ve ihsanı ile Cebrail benimle Sidretül Münteha’ya kadar çıktı. Sonra Cebrail durdu. Alemlerin Rabbi’ne iki yaya kadar hatta daha yakın çıkıp yaklaştım. O anda vahyettiği ne ise vahyetti.” (Mevahibu ledünniye s.2 s.47)
Çeşitli tefsirlerde Necm suresi 8.9.10.ayetleri Cebrail (a.s)’a atfetmiş ve demişlerdir ki: “Resulullah (s.a.v) miraçta Cebrail’i gördü” oysaki ayetteki lafızlarla yukarıdaki hadisin lafızları birbirinin aynısıdır. Fakat Resulullah (s.a.v) hadisinde Allahu Teala’ya yaklaştığını söylüyor. Biz ise her durumda Resulullah (s.a.v)’in sözünü kabul etmek zorundayız. Ayrıca ehli sünnet ulemasının çoğunluğu Resulullah (s.a.v)’in Miraçta Allahu Teala’yı gördüklerini söylemişlerdir.
İbn Abbas ve Kâb (r.a) şöyle söylemişlerdir: “Allahu Teala görünmesi ve konuşması Muhammed (s.a.v) ile Musa (a.s) arasında taksim etti Musa (a.s) Allahu Teala ile iki kere konuşmuş Hz. Muhammed (s.a.v) Allahu Teala’yı iki kere görmüştür.” (Tirmizi hadis no: 3494, Şifai Şerif s.195)
Yine İbn Abbas (r.a): “Bu göz görmesidir. Resulullah (s.a.v) gözleri ile görmüştür. Bu bir rüya değildir.” demiştir. (Şifa-i Şerif s.188)
İmam Hasan (r.a) ise “An dolsun ki Muhammed (s.a.v) Rabb’ini görmüştür.” diye yemin ederdi. (Şifa-i Şerif s.196)
Ayrıca Ebu’l Hasen Ali bin İsmail el-Eş’ari (r.a) ve ashaptan bir topluluk şöyle söylemiştir. “Peygamber (s.a.v) Allahu Teala’yı (c.c) gözü ile yani başındaki iki gözü ile görmüştür. Peygambere verilen bütün mucizeler Ona da verilmiştir. Ona cemalini göstermekle diğer peygamberlerden mufaddal kılmıştır.” (Şifa-i Şerif s.196)
Yine İbn Abbas (r.a), Hakim, Nesai ve Taberani’den gelen rivayetlerde “Allah (c.c) Musa (a.s)’a kelamla, İbrahim (a.s)’e hullet ile, Muhammed (s.a.v)’e rüyet ile hususiyet vermiştir” demişlerdir. (Mevahibu Ledünniye c.2 s.56 Hak dini Kur’ân Dili c.7 s.134)
İmam Abdürrezzak ise Hasan-ı Basri’den şöyle rivayet etmiştir. “Hasan-ı Basri; Muhakkak Muhammed (s.a.v) Rabb’ini gördü diye yemin etmiştir.” (Mevahibu Ledünniye c.2 s.55)
İbn Huzeyme ise Urve bin Zübeyr’den alıp bildiriyor. Hz. Peygamber (s.a.v) Cenab-ı Hakk hazretlerini gördü, diye isbat etmiştir. Bütün sahabi veİbn Abbas buna inanmışlardır.” (Mevahibu Ledünniye c.2 s.55)
İmam Taberani Evsat’ında İbn Abbas (r.a) hazretlerinden şöyle rivayet etmiştir. “Muhakkak Resulullah (s.a.v) iki kere Rabb’ini diye buyurmuştur.” (Mevahibu Ledünniye c.2 sb56)
Allahu Teala’nın dünyada Resulullah (s.a.v) Efendimize dahi görülmediğini söyleyenlere Hz. Musa (a.s)’dan örnek verecek olursak; Musa (a.s) “Ey Rabbim bana zatını gösterde göreyim...” (Araf 143) demiştir. Bu ayetin tefsirinde alimler:
“Dünyada Allahu Teala’nın görülmesinin caiz olduğuna delil Musa (a.s)’ın Allahu Teala’dan rüyeti talep etmesidir. Zira bir peygamber için Allah (c.c) hakkında neyin mümkün olduğunu neyin olmadığını bilmemesi abestir, Müstahil olanı değil.” (Şifa-i Şerif s.196, Mevahibu Ledünniye c.2 s.52, İhyau Ulumiddin c.1 Rüyetullah, Ömer Nesefi Akaid s.85)
Ayrıca Hz. Aişe (r.a)’dan Resulullah (s.a.v)’in Allahu Teala’yı görmediğine dair bir rivayet gelmiştir. Ömer Nesefi ise Akaid kitabında bu konudaki iki vecih hakkında (1vecih Hz. Aişe (r.a)’dan gelen rivayet, 2.vecih İbn Abbas (r.a)’dan gelen rivayetler) şöyle söylenmiştir.
“Ekseri ulemaya göre Hz. Muhammed (s.a.v) Miraçta Rabb’ini baş gözüyle görmüştür. Her ne kadar Hz. Aişe (r.a) bunu reddediyorsa da İbn Abbas (r.a)’ın hadisi bu olayı (Ru’yetullahı) doğrulamaktadır. İbn Abbas (r.a) hadisi Hz. Aişe (r.a)’nın hadisinden evvel gelir. Zira “Müsbit” delili ile “Nafi” delili teavuz edince Müsbit tercih edilir. Bu bir usulü hadis kaidesidir...” (Ömer Nesefi Akaid s.91)
Sahabenin ve enli sünnet ulemasının çoğu İbn Abbas ile birlikte Rasulullah (s.a.v)’in Allahu Teala’yı gördüğüne kanaat getirmişlerdir. Hz. Aişe (r.a) annemiz bu hususta yalnız kaldığından biz çoğunluğun görüşü kabul etmek zorundayız. Yani Rasulullah (s.a.v) Allahu Teala’yı gördüğüne dair olan rivayetleri...
Allahu Teala’yı baş gözüyle görmek sadece Resulullah (s.a.v) Efendimiz için mümkün olmuştur. Onun dışında kim Allahu Teala’yı baş gözüyle gördüğünü iddia ederse ekseri ulemanın görüşüne göre İslam dairesinden çıkmış olur.
Vesselamu ala menittebeal
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 37 ziyaretçi (39 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
| | |